1.25.2016

geçen tumblr'da son sınıfta gelecek endişesi yaşayan birinin postunu okudum ne kadar güzel bilinçli bir endişe yaşaması dedim. o süreci yaşadığımdan ve hala sonlandıramadığımdan kendime acıdım.
şimdiki nesil çok daha bilinçli, biz de yaşadık da bunlar gibi tüme varamadık. kendimiz hakkında bu kadar cesur olamadık.
allah karar verme kolaylığı sağlasın. ben artık tercih yapmak istemiyorum çünkü.

"çetin, bu yeni nesil bizden daha iyi besleniyor, vitamini bol gıdalar alıyor, kundağa sarılmıyor, başları arkadan basık olmasın diye yan yatırılıyor, her gün banyo yapıyor değil mi? olanakları daha iyi, çağımız iletişim çağı, dünya ellerinin altında, değil mi? çetin sen de bir şey söylesene, çetin bizi eziyor bu çocuk, mükemmelliğinden birkaç damla da bizim tasımıza koysun diye  ağzımız açık bekliyoruz çetin, çetin bari kuyruk sallama."

1.05.2016

bugün hoca devrik ve bir türlü kurulamayan cümlelerim üzerine "karda yürüyormuş gibi hissettim kendimi" dedi. haklı, ona lafım yok.

ama "karda yürüyormuş" gibi

(ki biz burada jest ve mimikleriyle kastını [kasıt bilinince sözün delaletini anlıyoruz di mi mutezili bey amcalar] daha açık anlıyoruz, siz sevgili okurlara bu noktayı açıklama ihtiyacı hissetsem de betimleme ihtiyacını duymuyorum [duymak olmadı sanki ama uğraşmayacağım] )


ifadesini başka bi şekilde kullanmak istedim. mesela temkinli bi şekilde bi gün evden çıkmışken ve her şey yolunda giderken birden x oluyor ve sen bunu atlatayım mantığıyla yolunu iki santim değiştirince meğer buz tutmuş kaldırım taşına denk gelmiş oluyorsun. y'ye çarpmayayım derken karın erimiş sularını üzerine sıçratan arabaya rastlıyorsun. dik yokuş çıkarken de bata çıka yürürken yoruluyorsun, yazmıyorsun.