4.25.2016

bugün karanlıkta diyalog'a gittik, ilk seansı grup kapattığından ikinciyi bekledik. normalde sinir olurum da arkadaşlarla namaz kıldık ve rehberimiz iyi biriydi, öbür seansta olsak onu "göremeyecektik". biz dört arkadaş ve bir çift vardı grupta. bazı sorularımla inciteceğimi ve bunaltacağımı düşündüm, hatta bazı yerlerde rehber kızdı sanırım ama tam anlayamadım.

görmeyi, sureti düşünmemeyi, daha doğrusu görsel olarak düşünmemeyi anlamada çok zorlandım. diğer duyuları ile o açığı kapatıyordu. aslında anladığım kadarıyla serginin de amacı bu. bize 'bakın  görmeyenler neler yaşıyor'dan ziyade duyular arasında diyalog mesajı veriyordu sergi. yani bize beşte beş imkan sunulmuşken onlara dörtte dört sunulmuştu ve önemli olan bu eldekileri iyi kullanmaktı. onlara düşen evde oturup birilerine "yük" olmak değil de diğer duyularını kullanıp hayatı idame etmek. "kimin derdi yok?" dedi rehber. önemliydi hakikaten, hepimize sunulan imkanlar ve imtihanlar var, bize düşen bunları değerlendirip atlatmak.

"diyalog varsa karanlık yoktur." diyor sloganında sergi. mutlaka denenmesi gerekiyor gibi bi şey diyemiyorum. açıkçası bunu neden yaptım, ne anladım, ne anlamam gerektiğini tam olarak karar veremedim.


Hiç yorum yok: