9.05.2011

kısa kısa

    Şu kısa kısa film yorumları yapıyorlar ya en akıllıcası deyip bu işe soyunma kararı aldım. Resimleri yerleştirme konusunda hala sorunlarım var, göze hitap etmezlerse affola.


Benim Güzel Oğlum, Ne Yaptın Sen?

Daha önce hiç Lynch filmi izlemedim, filmlerinin sadece anlaşılmamazlık üzerine kurulu olduğunu duydum. Bu film de onun yapımcılığında çekilmiş.Filmi ona mal etmek istemiyorum, tarzını da bilmediğimden etkisi ne ölçüde anlayamıyorum. Neyse kısa tutacaktım film gerçek hikayeden uyarlanmış ama sanırım birebir bi aktarım söz konusu değil. 

Fotoğraftan bile hemen anlaşılacağı gibi sorunlu bir ana-oğul hikayesi. Hikayede tüm hollywood klişeleri için malzeme var ama hiçbiri neredeyse kullanılmıyor. Mesela ben hiç olay mahallindeki dedektifi bu tavırlarla görmemiştim. 
Ya da mahale gelen SWAT hiç bu kadar şatafatsız işi çözmememişti. Sonra olay da pek garip olmamasına rağmen film pek garip. Annesini öldüren gencin flashbacklerle hikayesini öğreniyoruz. Oyuncu olduğu tiyatrodan esinlenerek aksesuar kılıcıyla annesini öldürüyor. Flashbacklerle bunun psikolojik sebebini açıklamaktan ziyade bildiriyor. Anlamlandıramadığım sahne oldu, özellikle şu cüce olayına resmen fransız kaldım. Filme güzel demiyorum ama kötü de demiyorum. Amaçlanan gerilim havasına gayet iyi ulaşılmış ama ben izlerken çok sıkıldım






Hachiko: a Dog's Story

İşte bu film için o kadar uzatmaya gerek yok. 
Bir köpeğin sahibine olan vefasını gösteren gayet basit bi film.
Başına feci bi baş ağrısıyla oturmuştum. Ağlamak garantili denilmişti ama hiç öyle ağlanıp sızlanılacak film değil benim açımdan. Kötü de sayılmaz ama abartılan kadar asla değil.











                                                                        Kader Ajanları

Bu film aslında güzel olabilecek bi zemine sahip ama kartları düzgün oynamadığından kaybediyor. İlk önce M. Damon ile E. Blunt hiç uyumlu bi çift değil bunu söyleyeyim. Emily çok hoş kız. Matt o kadar iyisini haketmiyor. Neyse filme geçiyorum. Çok basitti. Yani iki kez gördüğün kız için 3 yıl boyunca hayaldünyasının onun tarafından işgal altında olmasına hiç inanamam kusura bakılmasın. Hadi geçmişten gelen biz birlikte olmalıyız inancı derinlerden bastırıyor olarak açıkladık mevzuyu da görmemezlikten geldim. Sonra sonu çok ama çok basitti. Yani herkes mutlu olmak zorunda değil,bunlar da mutsuz olsunlar. Ne diye bu kadar kasıyorsunuz?
İnsan, kader ajanları tarafından hayatını ifa ettirirken onları faka bastırdığı(!) vakit bu sıkışmışlığının farkına bi yerde varıyor. Kendi kaderini kendi yazmaya başlayınca da kader ajanlarının başkanı tarafından "aferin"i alıyor. Yani bu kadar saçmalamasaydınız, hadi iyi başladınız toparlayamıyorsanız bırakın. Nerede okkuduğumu hatırlamıyorum sanırım Elif Şafak'ın günlük yazılarındaydı "yazar tıkandığında silip yakmalı, 80 sayfanın 60'ını gözden çıkabilmeli ki kalan 20 sayfa kuurtulsun, devamı gelsin" tarzındaydı. Bu filmin senaristine biri bunu tercüme etsin.


Hiç yorum yok: